gecede | İlk Nüsha
667
product-template-default,single,single-product,postid-667,woocommerce,woocommerce-page,woocommerce-no-js,ajax_fade,page_not_loaded,,vertical_menu_enabled,qode-title-hidden,paspartu_enabled,paspartu_on_top_fixed,paspartu_on_bottom_fixed,vertical_menu_outside_paspartu,qode_grid_1200,side_area_uncovered_from_content,columns-4,qode-child-theme-ver-1.0.0,qode-theme-ver-17.0,qode-theme-bridge,disabled_footer_top,qode_header_in_grid,wpb-js-composer js-comp-ver-5.5.5,vc_responsive

gecede

40,00 

Stokta yok

Kategoriler: Etiketler: ,
Açıklama

“gecenin ortasında, yıkma ve yakmalarını çığlıklarını nasıl yankıladığımızı, duymuş, bilmiş, umutsuzluğa düşmenin gereksizliğini kavramış, yapabileceğinin ne olduğunu çok iyi bilen bir taş parçası denli yeni bilinçler yaratmak üzere, başka ülkelere doğru yola çıkmamış mıdır? sevinçten gözleri yaşarmış mıdır?” vapur adlı öyküsünü böyle nihayetlendirirken, bunların peşine bir takım sorular daha soruyor leylâ erbil; “uykularımızın içinde bugün bile düdük sesleri duyarak uyandığımızı biliyor mudur? annemin ölene dek öncekilerden daha hızlı ve severek ördüğünü bilir mi? karnına, göğsüne basa basa öldürdüğümüz annemin?” bu soruların hepsini ve dahasını öykünün sonunda birisi için soruyor yazar. şöyle bitiriyor; “babam kimdi benim ve neredeydi?” ahmet oktay, ’gecede’ için şöyle bir şey söylüyor; “özgünlük uzun süre makiliklerde yaşamak zorunda kalır kimi zaman, okurla doğrudan ilişkiye gelemez.” leylâ erbil bir süre anlaşılamamıştı kuşkusuz.

 

baskı: can yayınları, 1990

Detaylar
YAZAR

BASIM YILI

1990

YAYINEVİ