Hakkımızda | İlk Nüsha
429
page-template-default,page,page-id-429,woocommerce-no-js,ajax_fade,page_not_loaded,,vertical_menu_enabled,qode-title-hidden,paspartu_enabled,paspartu_on_top_fixed,paspartu_on_bottom_fixed,vertical_menu_outside_paspartu,qode_grid_1200,side_area_uncovered_from_content,columns-4,qode-child-theme-ver-1.0.0,qode-theme-ver-17.0,qode-theme-bridge,disabled_footer_top,qode_header_in_grid,wpb-js-composer js-comp-ver-5.5.5,vc_responsive

hakkımızda

 

“okun/a/mayan kitap, ölü bir nesnedir, bir yüktür.”

okunan her kitap, içinde yapraklarının eskimişliğinden, kendi adını tekrar eden bir el yazısından, aşınan sırtına yıllardır dokunan şeffaf bir banttan fazlasını saklar. Kaç gün ışığı düşmüştür kitaba, bir leke içinde kaç kez büyümüş, temize çekilmek için hangi kadının beyazlığı dokunmuştur yapraklarına; ön sözünden sıkıldığı olmuş mudur kitabın ya da yıllar önce esen rüzgâra tekrar rastlamış mıdır elli ikinci sayfa?

 

Japon ozanı Başo şöyle diyordu:

“Şiir yürekte taşınan küçük bir deliliktir.”

Kitap, yüreğinde taşıyor bir kadının vazgeçişini, bir adamın vazgeçemeyişini… Ahmed Arif’in hasretinden prangalar eskittiği o kadın, “birden kaldırımdan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi, içimdeki sıkıntı eridi” diyen o adam oluruz sayfaların arasında.

 

Satır altları hiç tanımadığımız, belki de artık hayatta olmayan insanlar tarafından çizilmiş cümleleri okurken, onların yerine koyarız kendimizi. Bir çırpıda okuyup geçer ya da bir çizik de biz atarız sayfalara. Duygu birliği ederiz; ortak yaralarımızı kanatır, aynı neşenin tadını çıkarırız.

 

Yalan değil, bazen okunan bir cümleyle umutsuzluğun dibinde buluruz kendimizi. Kimseye anlatacak cesarette olamadıklarımızı yüzümüze  kelimeleriyle vuran yazara kızarız hatta. “Sen anlamazsın tabii, anlamak için insanın bazı eksik yönleri olmalı.” diyebilmişken yazar, biz en çok diyemeyişlerimize hayıflanırız. Sonu hep keder değildir elbet. Bilmeden karşımıza çıkacak mutluluğun umudunu yine bir cümle düşürür içimize: “Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum” der yazar; bilemeyiz.

 

İlk nüsha hakkında size vaat edebileceğimiz tek gerçek; üstünden anılar, acılar, sevinçler geçmiş bir kitabın duygusu; çay bardağının saman kağıda bıraktığı iz,  gönlünün yarasını gözüne, gözünün yaşını sayfalara dökmüş bir hikâye.

 

Evet, kitap paha biçilmez bir hayat tecrübesidir. Her okurun baş ucunda en zor zamanlarını paylaştığı bir kitap, en olmaz hayallerini gerçekçi kılmış bir yazar vardır.

 

Kitaplardan vazgeçmeyin. onlar, yıllar boyunca hiç tanımadığınız insanlarla çok yakın dostluklar kurmanızı sağlayacak. Biz sizin için o dostluğa giden yolun köprüsü olmak istiyoruz. İlk nüsha; kitapların nadir bulunan ilk veya erken baskılarını temin ederek, sizleri başka türlü bir yolculuğa çıkarmayı hedefliyor.

 

“Bir kitap, sağlam bir evden yeğdir ya da batıda bir tapınaktan, bir kaleden de yeğdir.”